12 Aralık 2014

Okuyorum ben ya

Kitap okumaya devam ediyorum.
Burası benim arşivim olduğuna göre, ileride açıp bakınca 2014 yılında hangi kitapları okumuşum diye, son okuduğum üç kitabı da kısaca buraya ekleyeceğim.
Ekleme diyorum çünkü ben kitap tanıtımı işi ile uğraşmıyorum. Bunu çok güzel yapan arkadaşlarım var zaten.

Varlıklı bir işadamı, annesinin cenazesinde suikasta kurban gitmiştir. Suçlu bulunan karısı tutuklanır ve ömür boyu hapse mahkum edilir. Onun masum olduğuna inanan sürgündeki dedektif Hardwick, bu esrarı çözebilecek tek kişinin, Dahi Dedektif Dave Gurney’in kapısını çalar.

Suikastçının, bulunduğu noktadan hedefi vurabilmesinin imkansızlığı sadece Gurney’in dikkat edebileceği küçük bir ayrıntıydı.


Bu kitabı blogumu açtığım ilk günlerde arkadaş olduğum ve hâlâ görüştüğüm sevgili Seda bana Türkiye'den gönderdi. Merak ettiğim için. Ne yazık ki ben bu kitabı fazla sevemedim. Evet heyecanlıydı heyecanlı olmasına ama bazı yerlerin gereksiz şekilde uzatıldığını hissettim. Hem bir yandan merak ettim, hemde bir an evvel bitsin diye bekledim. Bir kaç bölümünü atlayıp sonunu okuduğumda tahmin ettiğim gibi bitti.

Kitapagaci Almanya olarak çok güzel 5 bayan ile tanıştım. Kendi capimizda ufak bir etkinlik yaptık. Yılbaşında hepimiz kurada çıkan diğer arkadaşına bir kitap gönderecek. Fazla masraf olmasın diye birbirimize elimizde bulunan kitaplardan göndermeyi kararlaştırdık.
Çok mutluyum bu güzel hatunlar ile tanıştığım için. Egosu olmayan, sadece karşısında kitapsever buldu diye her okuduğu kitapta fikir alışverişinde bulunmak isteyen ve karşılık beklemeden birbirine bir sürü hediye gönderebilecek gurbet kuşları olduk. Selam olsun Tuğçe, Derya, Yonca, Didem, Yonca ve Huriye'ye.
Derya ve Tuğçe beni çok meraklandirdigi için bende onların sayesinde Vampir Akademisi Serisine başladım ve şuan üçüncü kitabı okuyorum.



Vampir Akademisi #1
Lissa Dragomir, bir Moroi prensesi: Sihir dünyasıyla arasında kopmaz bir bağ olan ölümlü bir vampir. Vampirlerin en vahşisi ve en tehlikelisi, ölümsüz Strigoi'lerden her daim korunması gerek.Lissa'nın en yakın arkadaşı Rose Hathaway'in damarlarında akan insan ve vampir kanının güçlü karışımı onu bir Dhampir yapıyor. Ve Rose kendini, arkadaşı Lissa'yı -genç kızı içlerinden biri yapmayı kafaya koymuş Strigoi'lerden- koruduğu tehlikeli bir hayata adamış.Rose ve Lissa, iki yıl süren kaçak özgürlüklerinin ardından yakalanıyor ve Montana ormanlarının derinliklerine gizlenmiş Aziz Vladimir Akademi'sine sürükleniyor. Rose, Dhampir eğitimine devam edecek. Lissa da zaten elit Moroi toplumunun Kraliçe'si... Ve iki kız, Akademi'de yine birçok kalp kıracak.Lissa ve Rose'un Aziz Vladimir'den kaçmasına sebep olan korkuydu. Evet, çünkü Akademi'nin demir kapıları ardındaki hayat, akıl almayacak kadar tehlikeli. Moroi'ler iğrenç ayinler düzenliyor ve onların bu gizli kapaklı doğası ve gece aşkı, sosyal karmaşalarla dolu enigmatik bir dünya yaratıyor. Rose ve Lissa, bu tehlikeli ortamda kendi yönlerini bulmak, yasak aşkın cazibesine karşı koymak ve Strigoi'lerin Lissa'yı sonsuza dek kendilerinden birine dönüştürmesine fırsat vermemek için sürekli savunmada kalmak zorunda!

Ben vampir kitaplarini seviyorum. Hikayeleri hosuma gidiyor. Icinde biraz heyecan, biraz ask olunca beni alip götürüyor. Rose'un hikayesi biraz üzüyor beni. Lissa'yi korumak adina asik oldugu hocasi Dimitri'den bile vazgecmis durumda. Ah Dimitri, vah Dimitri :)


Vampir Akademisi #2 Buz Öpücük
Aşk ve kıskançlık zorunlu bir kış tatilinde çarpışırsa, eğlence kana bulanabilir! Rose, Dimitri'yi seviyor. Dimitri de belki Tasha'yı seviyor.
Ve Mason da Rose ile birlikte olmak için canını vermeye hazır.
St. Vladimir'de kış tatili geldi ama Rose tatil havasına bir türlü giremiyor. Muazzam bir Strigoi saldırısı okulu yüksek alarm durumuna geçirdi ve Akademi artık Gardiyanlar'la dolu.
Ki aralarında Rose'un çetin ceviz annesi Janine Hathaway de mevcut. Ayrıca annesiyle teke tek dövüş yetmezmiş gibi, Rose'un yakışıklı eğitmeni Dimitri'nin de başkasında gözü var. Arkadaşı Mason ise Rose'a feci tutulmuş vaziyette ve Rose da erkek arkadaşı Christian'la bol bol yiyişen Lissa'nın beynine hapsolup duruyor!
Strigoiler yaklaşıyor, Akademi hiçbir riski göze almıyor. Bu sene, St. Vladimir'in yıllık kayak tatilli mecburi.
Ancak göz kamaştırıcı kış manzarası ve şık Idaho tatilköyü yalnızca bir güven ilüzyonu. Üç arkadaş ölümcül Strigoilere karşı bir harekette bulunup kaçınca Rose, onları kurtarmak için Christian ile güçlerini birleştiriyor.
Ancak kahramanlığın da bir bedeli var elbet...
Çok fena, çok.

6 yorum:

  1. John Verdon ın Dedektif Gurney serisini seviyorum ben. Söylediğin gibi merak uyandırma uzun bir süre gidiyor kitapta. Kitabın sonunda yine tam açıklığa kavuşamayan detaylar vardı. Katili yakalama kısmı da pek heyecan verici değildi sanırım. Yine de genel anlamda heyecanla okunan iyi bir kitaptı bana göre.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senaycim ben daha önce John Verdon'un hic bir kitabini okumamistim ve bu kitap elime gelene dek bir seri oldugunu da bilmiyordum. Dedektif hikayelerini severim fakat dedigim icin pek sevemedim bu kitabi.

      Sil
  2. Banada kitap gönderin,bende size göndereyim ? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mustafa bey ben kitaplari genellikle e-kitap halinda okuyorum, yani türkce olanlarini. Zahmet etmeyin ta Türkiye'lerden buraya ;)

      Sil
  3. Ben de cok mutluyum sizlerle tanistigima:) Ben de bir blog actim ama daha cok taze! Sanirim seni ekledim- (SANIRIM) :D Tam emin degilim- baya amatörüm bu dünyada:)
    öpüyorum, sevgiler!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay canim benim ya, Yoncam gelmis. Hosgeldin kiz. Umarim bol bol yazarsin. Bende hemen seni ekliyorum.

      Sil