1 Ekim 2022

Yuva

“Üniversitede profesör olan biri, bir kadına vurmaktan daha iyisini bilmeli, sence de öyle değil mi?”



Yuva üyesi oldugum okumatoplulu ahtapotokur'un eylül Kore kitabiydi.
Kitap gerçek olaylar üzerine yazılmış bir eser. Chessire cinayetlerini baz alarak yazılan bu kitap gerçek olaylar kadar dehşet verici.
Kyung Cho Kore asıllı ve geçinme derdi çeken bir aile babasıdır. Bir gün annesi Mae aniden çıplak bir şekilde bahçesinde belirir.
Babasının çocukluğunda annesini dövmesi sonucu hayatında ağır travmalar yaşayan Kyung aslında ailesine karşı mesafelidir. Kendisi gibi göçmen bir ailenin çocuğu olan karısı ve oğlunun ailesi ile görüşmesini fazla istememiştir. Fakat annesinin bu hali Kyung’u ailesine yardım etmeye sevk eder.
Anne ve babasının yaşadığı ev talan edilmiş, annesine ve temizlikçi Bosnalı Marina’ya günlerce tecavüz edilmiştir. Adamlar annesini zorla bankaya götürüp yüklü bir miktarda para çektirmişlerdir. Tüm bu olaylardan sonra biri Mae’nin evinde ölürken, diğeri kaçmayı başarmıştır.

Bu kadar cümleden anlayacaksınız ki, kitap o kadar da kolay okunacak bir kitap değil.
Kitabın çevirisini başarılı buldum. Fakat bir çok yerde olan yazım hataları beni rahatsız etti.
Okumama vesile olan canım Yaso’ma teşekkür ederim.
 

Görüştüğümüz zaman görüşürüz.

Balikci ve Oglu


 

Balıkçı ve Oğlu Kitap Dostları Almanya ile eylül ayı kitabımızdı.
Dün akşam gerçekleştirdiğimiz toplantıda ortak düşüncemiz şu oldu:
Zülfü Livaneli'nin kaleminin derinliğini bilenler olarak bu kitabı o kadar derin bulamadık.

Kitap Bodrum'un balıkçı köylerinde balıkçı Mustafa'nın denize vurmuş iki mültecinin cesedini bulması ile başlıyor. Bir de bir bebek buluyor Mustafa. Daha önce kendi çocuğunu denize kurban veren Mustafa mülteci bebeği alıp eve getiriyor ve eşi Mesude'yi de bebeği saklamalarına ikna ediyor.
Olaylar gelişiyor, çocuğu kendi çocuklarıymış gibi göstermek için planlar yapıyor, sonra da Mustafa'nın kız kardeşinin ikiz bebek doğurdunu ve bu bebeği onlara yetiştirmeleri için verdikleri yalanını atıyorlar ortaya. Daha fazlasını anlatmayayım, kendiniz okuyun.
Tüm bu hikaye ile birlikte işlenilen konular, mülteci sorunu, göç, mübadele, denizlerimizin kirletilmesi, termik santral, zeytin ağaçları ...

Mesaj üstüne mesaj yani. Fakat 127 sayfalık bir kitap bu kadar konu için çok ince. Ya da bu kadar konu 127 sayfa için çok fazla.

Siz siz olun, ilk defa Zülfü Livaneli okuyorsanız bu kitabı ile başlamayın.

Görüştüğümüz zaman görüşürüz.