27 Mayıs 2015

Kitap Agaci Almanya Bulusmasi - 26.Mayis 2015

Kasım 2014'ten beri görüştüğümüz altı güzel bayan ile buluşmaya karar verdik. Kitap Ağacı sayesinde tanışmıştık. Almanya da başka kitap seven ve bu aileye katılmak isteyenler bulurmuyuz diye düşünürken, planlar yapmaya başladık.
Yonca'nin doğum günü 25. Mayıs beni ise 26. Mayıs. Varmısınız 26. Mayis'ta buluşalım dedi Yonca, biz de olur dedik.
Instagram'dan yayın yaptık, Darmstadt ve Offenbach'da olan arkadaşlarımıza ulaştık.
Mekan olarak Simit Saray'ini seçtik.


Ögrenci olanlar biletlerini ayarladı, evli olan iki hanımımız eşlerine izin aldırdı :)
Sabah erken saatlerde buluşmaya karar verdik uzaktan gelenler ile. Hepimiz bir araya gelene kadar saat on bir oldu. Frankfurt'ta bir kafede oturup sohbet ettik ondan sonra da Türk Kitap Evine gittik.



Her zaman Frankfurt'a yolu düşmeyen kitap ağacı üyeleri istedikleri kitapları alıp bol bol paraları da harcadıktan sonra Simit Sarayına yola düştü.
Simit Sarayina gelindiginde ufak capta bir sorun yaşadık. Rezervasyonumuz yapılmamıştı ve biz 13 kişiydik. Ayrıca içeride oturma sansimiz yoktu cünkü yanımızda findigimiz vardı.

Neyse moralimizi bozdurmadık ve arka tarafta dışarıda masaları bir araya iterek yerimizi aldık. Çaylarımızı içtikten, simitlerimizi, böreklerimizi, mantılarımızı yedikten sonra bir kitap çekilişi yaptık. Cansu ve Serrulata'nın gönderdiği ayraçları kapıştık. Evet resmen kapıştık.

Beğendiğimiz kitaplardan paragraflar okuduk. Kendi yazdigimiz yazıları, şiirleri paylaştık arkadaslarimiz ile. Bol kahkahalar çınladı havada.
Fındığı sevdik. Iki saat ayırmıştık birbirimize, ayrılmak istemedik. Aramızdan erken ayrılmak zorunda olanlar da oldu fakat akşam yediye kadar gezdik.



 Geçen sene 33. yaş gününü senin gibi kitap severler ile geçireceksin deselerdi inanmazdım. En güzeli de birbirimize hiç yabancılık çekmemezdi. Kimimiz zaten çocukluk arkadaşı, kimimiz aynı yerde yaşadığını öğrenince buluşmuş, kimimiz de Kasım'dan beri görüştüğü insanları göreceği için gayet rahattı.

 Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır ya biz dün kaç fincan kahve içtik. Keşke birbirimize yakın olsakta her ay bir kere böyle bir buluşmayı yapabilsek. Bana en yakın olanlar Seda ve Murat. Onlar ile birlikte daha bol bol görüşeceğimize inanıyorum.

Ayrıca sınavı olduğu için aramızda olamayan Didem'i de unutmadık. Teşekkür ediyorum kendisine. Doğum günüm olduğu için bana çok güzel ayraçlar yapmış. Bir çoğumuz için iş günü olduğu için izin alıp gelemeyen Hazalcıceği'ne de sevgilerimi yolluyorum.
 Hayatımda uzun süredir böyle güzel bir gün yaşamadım. Arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Ayrıca doğum günümüz diye bize pasta alan ve bizi cok sevindiren kardeşlerime de Yonca ve kendi adıma tesekkür ediyorum.
En kısa zamanda umarım tekrar buluşuruz.






19 Mayıs 2015

Yesilimsi Kara

Bir arkadasi vardi.
Baska arkadaslari sayesinde aniden hayatina girmisti.
Cok iyi anlasmislardi.
Hemsehrili sayilirlardi.
Hic bir zaman erkek cocugu, kiz cocugu diye ayrim yapmayan kiz ailesi erkek cocugu kendi cocuklari gibi benimsedi.
Kiz cocugu okuyordu. Üniversiteye yeni baslamisti.
Erkek cocuk ise kendi ailesinde sorunlari oldugunu anlatiyordu kiz cocuguna.
Annesi babasi ayri idi. Babasi ile yasiyordu, erkek cocuk öyle diyordu.
Üzülüyordu kiz cocuk bu duruma.
Arkadasini cok seviyordu.
Erkek cocugun yemyesil gözleri vardi.
Kiz cocugun ise aksine kapkara.
Üniversiteye götürüyordu erkek cocuk kiz cocugunu.
Erkek cocugu is ariyordu.
Meslek okuluna yazilmisti, begenmemisti.
Simdilik ara ara bir araba sirketinde sürücü olarak calisiyordu.
Oradan verdikleri araba ile de geziyordu.
Kiz cocugu derse giriyordu. Erkek cocuk kantinde bekliyordu.
Kiz cocugun üniversite arkadaslari ile de iyi anlasmisti erkek cocuk.
Kiz cocugunun bilmedigi bir sey vardi.
Erkek cocuk üniversite arkadaslarindan birer birer borc para aliyordu.
Kiz cocugundan da almisti ama kiz cocugu arkadas olduklari icin bunda bir sorun görmüyordu.

Erkek cocuk aniden ortadan kayboldu. Caprtigi curptugu paralar ile Türkiye ye gittigi söyleniyordu.
Kiz cocugu üniversite arkadaslarina cok mahcup olmustu.
Neden böyle yaptigini anlamiyordu erkek cocugunun.
Hayatinda ilk defa nefret duygusunu hissetti kiz cocugu. Insanlara güvencini ilk defa bu cocukta yitirdi.
Sonra da kimseye kolay kolay inanmadi.
***
Pazar günü bir dügüne gittim. Babamin is arkadasinin oglu evlendi. Salon bulamadiklari icin pazar gününü secmislerdi. Almanya da cumartesi günleri yapilir dügün. Dügün saat beste baslar gece on ikide müzik yasagi oldugu icin biter.
Pazar günü oldugundan dolayi dügün öglen ücte basladi aksam on da bitti.
Aklima hicte kötü bir sey gelmemisti.
Gelinle damat geldiler. Ilk danslarini yaparken video kayidi yapmak icin sahnenin kenarina durdum. Kardesim gelemedigi icin ona göstermek üzere video cektim.
Aniden biri gecti kadrajdan.
Gözleri yemyesil. Benimkiler ise aksine kapkara. Bana bakti. Tanimamis gibi yapti. Kipkirmizi kesildi surati.
Gözümün önüne evde biraktigimiz dügün davetiyesi geldi.
Gelin'in ailesi: Anne ve Babasi, Isim, Soyisim.
Yemyesil gözlü cocugun soyadi. Hic aklima gelirmiydi.
Hani anne baba ayriydi?
Hani Türkiye ye gitmisti?
Yan masamizda oturuyorlardi. Anne baba evli. Kendisi de evlenmis. Haniminin kucaginda yemyesil gözlü bir kac aylik oglan cocugu.
Dünya ne kadar kücük.
Nefret duygusu ... Nefret duygusunu asla tatmak istemezdim bu hayatta. Cocukken kurdugum yesil hayaller olsun isterdim.
Nefret duygusunu tattirdigi icin nefret ettigim insan ...

14 Mayıs 2015

Otuz Yasindaki Kadin


Bahr okuma senliginde kategorilerden bir tanesi de sizinle ayni ayda dogmus olan bir yazardan bir kitap okuyun kategorisi idi.
Bende bu kategori icin 20. Mayis'ta dogmus olan sevgili Honoré de Balzac'i sectim. Daha önce kendisinden bir kitap okumamistim.
Bu kategori icin sahaftan 'Otuz Yasindaki Kadin' kitabini sectim.

Genç ve güzel Julie babasının ikazlarına rağmen Marqouis Aiglemont ile evleniyor ve böylece ebedi olarak mutsuz olarak geçecek hayatına adım atmış oluyor.
Genç fakat çok sıkıcı olan subay ile evliliği ona kurtulamayacağı bir hapishane oluyor.
Bu arada kendine bir kaç fanfini de buluyor onlarla zaman da geçiriyor fakat yinede mutluluğu bulamıyor. Bu fanfinilerden bir kaç çocuğu dünyaya geliyor.
Kendi düşüncelerin esiri ve o zamanın Fransası olarak kadınları sadece sıkı sıkı giyilen korselerden ibaret gören bir toplumun kadın rolü Julie.
Elimde bulunan kitap 1951 baskisi ve yazilar o kadar ufak ki okurken zorlandigim icin ilk elli sayfadan sonra e-kitap olarak okudum.

Okuyun efendim.

Honoré de Balzac
Die Frau Von Dreißig Jahren
Kindle
178 Sayfa


Teneke


O an yazilarimda bu kitabi satin aldigimdan bahsetmistim. Alman bir sahaftan aldim. Kitabin türkce ismi Teneke iken almanca ismi "Anatolischer Reis" cevirirsek Anadolu pirinci olarak cevirebiliriz.

Çukurova'daki çeltik ağalarının halk üstündeki baskılarını bütün yoğunluğuyla anlatan "Teneke", Yaşar Kemal'in İnce Memed'den sonra yazdığı ikinci romanıdır. İnce Memed kadar sevilmiş, ona yakın ünlenmiştir.

Genc kamakam geldigi ufak anadolu ilinde büyük sevgi ile karsilanir. Bu sevgi onu sasirtir.
Aslinda büyük arazi sahiplerinin pencesine düseceginden korkmustu. Bu arazi sahipleri dönüm dönüm pirinc ekmektedir ve sel gibi sulandirmaktadir. 
Sitma hastaligina yakalanan halk ve pirinc ekicilerin arasinda sorunlar yasanmaktadir. Kaymakam cok gec olmadan gelisinin neden bu kadar sevgi ile karsilandigini, pirinc ekicilerin her ne pahasina olursa olsun kendi isteklerinde direttigini anlat. Savas baslamistir ve kaymakam bu savasin ortasindadir.


Yasar Kemal
Anatolischer Reis
Dtv
114 Sayfa

12 Mayıs 2015

Dudeyin Bahar Okuma Senligi Puan Durumu #1

Sevgili arkadasim Tugce'nin bahar okuma senligi puan durumu söyledir.

1. Kategori (10 puan): Yaşar Kemal'den bir kitap. Kısa bir süre önce kaybettiğimiz ustaya saygı kategorisi.
Yaşar Kemal - Çakırcalı Efe (200 sayfa)
Toros yayınları

3. Kategori (10 puan): Bir iki kitabını okuyup külliyatını okumayı gönlünüzden geçirdiğiniz bir yazardan bir kitap.
Elif Şafak - Şemspare (248 sayfa)
Doğan Kitap

5. Kategori (10 puan) : Mizahi türde, eğlenceli bir kitap.
Oğullar ve rencide ruhlar - Alper Canıgüz (204 sayfa)
İletişim Yayıncılık


8. Kategori (10 puan): İsminde bahar mevsimini çağrıştıran bir kelime geçen veya olayların bahar mevsiminde geçtiği bir kitap.
Joanne Greenberg - Sana gül bahçesi vadetmedim (280 sayfa)
Metin Edebiyat

11. Kategori (10 puan): Bir öykü kitabı.
Sait Faik Abasıyanık - Lüzumsuz Adam (108 sayfa)
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

12. Kategori (10 puan) sizinle aynı ay doğmuş bir yazardan bir kitap.
Kahraman Tazeoğlu (Ağustos) - Söz (155 sayfa)
Destek yayınları

17. Kategori (10 puan): Çok uzun süredir okumaya niyetlenip okumayı sürekli ertelediğiniz bir kitap.
İclal Aydın - Gördüğüme Sevindim (200 sayfa)
Epsilon


21. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 40 puan, toplamda 80 puan): Karakterlerin bulundukları kitaba isim verdikleri dört kitap.

Sabahattin Ali - Canim Aliye, Ruhum Filiz (155 sayfa)
YKY

7 Kitap 7 * 10 = 70 puan
1.550 sayfa icin arti 15 puan
Toplam: 70 + 15 = 85 puan 

11 Mayıs 2015

Bahar Okuma Senligin'de Puan Durumu #1

2. Kategori (10 puan): Bir çizgi roman veya foto roman. 
Anne Frank, Josephone Rool & Angela Barrett, Arena Yayinevi, 40 Sayfa   

5. Kategori (10 puan): Mizahi türde, eğlenceli bir kitap.
Koçan Kadar Konuş, Şebnem Burcuoğlu, DEX Yayinevi, 220 Sayfa 

6. Kategori (10 puan): Yasaklanmış bir kitap.
Ödon von Horwarth, Jugend ohne Gott/Allah'siz Genclik, Suhrkamp Yayinevi, 183 Sayfa

8. Kategori (10 puan): İsminde bahar mevsimini çağrıştıran bir kelime geçen veya olayların bahar mevsiminde geçtiği bir kitap.
Sana Gül Bahçesi Vadetmedim - Joanne Greenberg, Metis Yayınları, 280 sayfa


10. Kategori (10 puan): Fantastik kurgu/bilim kurgu/distopya/steampunk vb. türde bir kitap.- Puslu Kıtalar Atlası - Ihsan Oktay Anar,  İletişim Yayınevi, 238 Sayfa

11. Kategori (10 puan): Bir öykü kitabı.
Annecigim Imdat! - Cavanna, Cep Kitaplari, 176 Sayfa


14. Kategori (10 puan): Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış kadın bir yazardan bir kitap.
Herta Müller - Reisende auf einem Bein, Fischer Taschenbuch, 176 sayfa




17. Kategori (10 puan): Çok uzun süredir okumaya niyetlenip okumayı sürekli ertelediğiniz bir kitap.
Akif Pirincci - Felidae, Güncel Yayincilik, 288 sayfa



19. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 30 puan, toplam 60 puan): Aynı yazardan üç kitap. (Kitaplar aynı seriye ait olabilir).

Lauren Oliver kitaplari sectim.

  •  Delirium,Carlsen Yayinevi, 416 Sayfa
  • Pandemonium, Carlsen Yayinevi, 352 Sayfa
  • Requieum, Carlsen Yayinevi, 400 Sayfa
20. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 20 puan, toplamda 60 puan): Şimdiye kadar hiç kitabını okumadığınız dört yazardan birer kitap. Yazarların ikisi Türk, ikisi yabancı, ikisi kadın, ikisi erkek olmalı.
Yeni yazarları keşfetmek lazım. Kim bilir şimdiye kadar hiçbir kitabını okumadığımız ama çok seveceğimiz ne çok yazar var. Bir Türk kadın, bir Türk erkek, bir yabancı kadın, bir yabancı erkekten olmak üzere toplam 4 kitap okumanız gerekiyor.

  • -Alper Canigüz - Ogullar Ve Rencide Ruhlar, Iletisim Yayinlari, 204 Sayfa
  • Bernhard Schlink, Der Vorleser (Okuyucu), Diogenes Yayinevi, 207 Sayfa  
21. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 40 puan, toplamda 80 puan): Karakterlerin bulundukları kitaba isim verdikleri dört kitap.
Örnek: Dr. Jekyll ve Mr. Hyde, Frankenstein, Vincent Spinetti'nin Tuhaf Kariyeri, Doktor Jivago, Oliver Twist, Kerem ile Aslı, Ben Malala, Martin Eden, Thérése Raquin, Tom Jones v.b.  

  • Gazi ve Fikriye, Hifzi Topuz, Remzi Kitapevi, 286 sayfa
  • Kuyucak'li Yusuf, Sabahattin Ali, Yapi Kredi Yayinlari, 221 Sayfa  
  • Antoine de Saint-Exupéry, Briefe an Rinette, Herder Yayinevi, 127 Sayfa
  • Edgar Allan Poe, Das Geheimnis der Marie Rogêt, Kindle, 58 Sayfa

 Puan:
17 Kitap * 10puan = 170
19. kategoriyi tamamladigim icin arti 30 puan 
21. kategoriyi tamamladigim icin arti 40 puan
3.672 sayfa okudugum icin arti 36 puan
Toplam: 170 + 30 + 40 + 36 = 276 puan 




  
  


 
   



Kuyucakli Yusuf

"Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikaten sarılmış, hakikaten inanır gibi olmuştu. Bu da karısı idi. Muazzez'in varlığı Yusuf için büyük, boşlukları dolduracak mahiyette bir şey değildi, fakat onun yokluğu müthişti. Onun bu kadar sebepsiz yere, bu kadar insafsızca Yusuf'un hayatından koparılması çıldırtacak kadar acı idi. Hayatında asıl aradığı şeyin Muazzez olmadığını biliyordu, fakat Muazzez olmadan bunu aramaya muktedir olamayacağını sanıyordu."

Kuyucaklı Yusuf, Türk edebiyatının belki de en romantik kahramanıdır. Hayatın ve insanların zalimliği karşısındaki naif duruşu ile bir yandan trajik bir sona ilerlerken, bir yandan da yasadığı lirik aşk hikayesinin kahramanı olarak edebiyat tarihinde yerini almıştır.

Sabahattin Ali büyük romanı Kuyucaklı Yusuf'ta lirik ve romantik bir kahramanın yanı sıra, zalim ve ağulu bir taşra portresini bütün aktörleriyle gözümüzde canlandırır

Kuyucakli Yusuf kitap agacinin mayis ayi kitabi idi. Benim de elimde e-kitap olarak mevcut oldugu icin kitap agacina katildim ve bu kitabi okudum.
Okuduguma pisman degilim. Yusuf'un hikayesi güzeldi fakat Sabahattin Ali'nin bazi olaylari detayina kadar anlatmasi, cümleleri uzatmasi insani biraz boguyor.
Bu benim ikinci S. Ali kitabimdi.

Sabahattin Ali
Kuyucakli Yusuf
Yapi Kredi Yayinlari
221 Sayfa


7 Mayıs 2015

O An #8

Pazartesi günü eskiden gittigim üniversitenin sehri olan Wiesbaden'e gittim. Arkadaslarima sözüm vardi. Ziyaret edecektim onlari. Carsida ilk önce Martin ile bulustum ondan sonra da ilk önce bir kafeye oturup kahve ictik ve Kati'yi bekledik.
Kati geldikten sonra carsida dolandik.
Sevdigim cin lokantasinda yemek yedik. Yedigimiz yemegi eritmek icin dolasmaya devam ettik ve o cok sevdigim sahafa gittik.

Buraya girince bir daha cikamiyoruz biz. Iyi ki kitap seven arkadaslarim var. Üniversiteyken Martin ve Kati ile hep kitaplar hakkinda konusuyorduk hep buraya gidiyorduk. Aylar sonra gidince benim icin de nostalji oldu. Yaklasik bir saat kaldik yine iceride fark etmeden.
Amacim Honore Balzac'in bir kitabini almakti. Bahar okuma senliginde benimle ayni ayda dogmus bir yazarin kitabini okumam gerekiyor. Mayis ayinda dogmus olan Balzac beyefendinin kitabini alayim dedim.
Sonra tam cikarken Yasar Kemal'in Ince Memed cevirisi gözüme carpti. Onu almak istemedim. Fakat baska bir kitabini daha bulunca aldim.
Bahar okuma senliginde Yasar Kemal'de var. Belki üzücü bir durum ama ben bu güne kadar Yasar Kemal'i hic okumadim.
"Bunu da aliyorum" deyince satici kadin "kendisini bir kac hafta önce kaybettik, degil mi?" diye sorunca, bir kez daha anladim ki, bir an önce okumam gerekiyor üstadi.

Sonra Wiesbaden'de bulunan Kurpark'a gittik.












Kurpark bir tesis. Nasil anlatayim sizlere. Burada hastanede bir süre tedavi gördükten sonra ameliyat sonrasi dinlenmek icin 3-4 hafta boyunca Kur'a gönderiliyorlar. Orada da yine kontrol altinda oluyor insanlar. Hemsireler var. Birlikte yemek yiyorlar vs. Burasi da bu tesisin parki. Cikip geziyorlar. Oturup ördeklere bakiyorlar. Burasi halka acik oldugu icin herkes gidebiliyor. Bizde gidip bir bankta oturup ördekleri seyrettik. Kafa dinledik.

O An #7

Sausalitos. Sausalitos Mainz'de severek gittigim bir mekan. Ispanyol yemekleri servis eden bu restoran kokteylleri ile de meshur.
3 cocukluk arkadasim var benim icin cok önemli olan. Liseden kardesim diyebildigim kadar sevdigim diger arkadasim.
Bu bayanlardan biri daha yeni bebek sahibi oldugu icin tabi ki gelemedi fakat diger üc bayan ile gecen hafta cuma günü Sausalitos'a gittim.

Bol bol sohbet ettik. Kahkahalar havada cinladi. Sausalitos soguktu bu sefer. Cam kenarinda oturmak zorunda oldugumuz icin sifayi kaptim.
Cocuklugumuzdan baslayip, simdi ki halimizden, kim evlenmis, kimin bebegi olmus ... Her sey hakkinda sohbet ettik gercektende.
Dedikodu yapmadik vallahi. Aksamin ilerleyen saatlerinde carsida dolanip nerede fotograf cekilsek diye düsündük. Selfie macerasi yasadik. Selfie cubugu hakkinda bol bol güldük.
Facebook'a "aman durun erkenden bulusup, erkenden eve dagildimizi anlamasinlar, gec vakitte check-in yapalim" diye planlar kurduk.
Eskiden olsa aksam sekizde dokuzda ancak bulusup sabaha kadar gezmek isteyen bizler, artik altida bulusup kibarca yemegimizi yeyip saat onda yorgunluktan diger bir kafeye oturup kahvemizi icip evlerimize dagildik. Yaslanmadik ama büyüdük, herkesin hayati farklilasti. Kimi evli, kimi bekar, kimi cocuk sahibi ama önemli olan ayda yilda bir olsa da bir araya gelebilmek. Sanki en son daha dün görüsmüs gibi oturup konusabilmek.
Tekrar belirtiyorum Sausalitos soguktu sifayi kaptim. Eve dönerken sesim kisilmisti bile ama cok güldük. Iyi ki böyle dostlarim var.
Emel, Fatma, Oya öpüyorum kizlar sizi.


Gazi ve Fikriye

"Beni iki kadın çok sevdi:Biri yanlız ben olduğum için,öteki mevkim için."Mustafa Kemal''i karşılık beklemeden,yürekten,yalnızca "O" olduğu için seven tek kadın Fikriye... Milli mücadelede her zaman onun yanında olmasa da desteğini hep hissettiren Fikriye...Ne yazık ki Fikriye''nin ,bu içten sevgisi karşılığında elde edebildiği tek şeybüyük bir hayal kırıklığı olmuştu....
Ah, ne diyebilirim ki. Fikriye'nin hikayesi beni her zaman üzmüstür. Kendisi Mustafa Kemal Atatürk'ün üvey babasinin kardesinin kizidir ve aralarinda 16 yas olmasina ragmen Fikriye Atatürk'e büyük bir ask ile baglidir. Bunu bilen Atatürk'te bu zavalli akraba kizina her zaman güzel ve saf bir sevgi ile yaklasmis fakat hic asik olmamistir.
Fikriye'nin ölümünün intihar sonrasi oldugunu biliyordum fakat kitapta yeni bir ayrinti ögrendim. Fikriye son kez Ata'sini görmek istedigi icin verem yüzünden tedavi gördügü Münih (Almanya) sanatoryumundan geri dönüyor ve Atatürk'ün esi Latife hanim tarafindan ilk önce kibarca sonra da küstahca kovuluyor. Sevdigi adamin ve imam nikahli kocasinin bir kadin tarafindan yönetilip kendi huzuruna bile cikmadan, kapicilari tarafindan kapidan kovulmayi gururuna yediremeyen Fikriye, dönerken faytonda kendini vuruyor.
Silah sesini duyan Atatürk her ne kadar yardima kosmak istese de Latife hanim tarafindan engelleniyor ve Atatürk hic degilse Fikriye'nin hastaneye kaldirilmasi emrini veriyor.
Hastanede kurtarilan Fikriye bir hafta sonra yakalandigi zatüre yüzünden ölüyor.
Fikriye. Icimin buruk yani diyorum ben hep. O kadar güzel.
Okuyun.




Gazi ve Fikriye
Hifzi Topuz
Remzi Kitapevi
286 Sayfa



Bir Fotoroman: Anne Frank

Anne Frank'in o hazin hikayesini cocuklara uyarlanmis kisa bir fotoroman olarak buldugumda kütüphaneden hemen ödünc aldim.
40 sayfalik güzel resimler ile dolu olan bu kitapta Anne'nin hikayesi cocuklara göre bir dille anlatilmis ama yine de okurken ve kitabin sonunda bu naif dil tüylerinizin diken diken olmasina engel olamiyor.

Kitabin icinde ki resimler cümlelere cok uygun olmus. Cok seker bir kitapti.

Anne Frank
Josephone Rool & Angela Barrett
Arene Yayinevi
40 Sayfa 







1 Mayıs 2015

O An #6

Kanatların
Özgürlüğün simgesi kanatların
Kırık
Kırılgan olduğu kadar narin
Kanatlarım
Özgürlüğe adım atsam
Kirdilar kanatlarımı bir akşam üstü
Ne olduğunu anlamadım
Yaralarım
Yaraların
Yaralandım
Senin elinden yaralanırım
Yarım
Yarım bırakıldım
Kanadı kırık bir kuş gibi
Yarım, özgür?
Sahi gerçekten öyle mi?
Kanatların göğe açılsaydı
Olduğun yerde olmasaydın
Olduğum yerde olmasaydım
Birleşirmiydi kanatlarımız
Kanatlanır mıydık?
Katlana katlana, kanatlana kanatlana çoğalır mıydık?
Sahi biz neydik?
Biz biz olabilmiş miydik?
Sorular
Soru işaretleri
Cümle sonu
Nokta işareti
Kanatlarım
Kırık
Yaralıyım
Yaralım
Kuş beslemiyorum artık kafeslerde
Dallara konsun diye
Kanadı kırılmasın diye
Yaralanmasin diye
Bizim gibi
Özgürlük hikayesine inana budala
Sen
Ben
Kim?
Soru işareti
En sevmediğim
Kirik kanadından öperim
Yaralı yüreğinden selamlıyorum seni
***

Instagram'da @demlisozler her hafta paylastigi bir fotografin altina bir kullaniciya yazi yazma olanagi veriyor. Pazar günleri yayimladigi bu bölümde üst tarafta görmüs oldugunuz fotograf karesini benim ile paylastikan sonra altinda bulunan cümleler düstü kalemimden.