20 Eylül 2018

Dedem

Dün sabah erken saatlerde dedemi kaybettik. Kendisi iyice yaşlanmıştı ve benim tek isteğim Sebastian'ı ve beni görmesiydi. 18 yıldır memlekete gitmedim ben. Ailevi sorunlar, maddi imkansızlıklar derken koskoca 18 sene oldu. Bu cumartesi yola çıkacağız Sebastian ile.
Annem, babam ve kız kardeşim geçtiğimiz pazar yola çıktılar ve dün öğlen Erzincan'a vardılar. En çokta bu duruma üzülüyorum. Babama üzülüyorum. Memlekete varmadan babasını kaybetti. Bugün cenazesi kalkacak dedemin.

Dedem bir kaç gün önce düşüp kalça kemiğini kırmıştı ve salı sabahı ameliyat etmişlerdi. Ameliyat iyi geçti dedi halam. Yoğun bakımda kalmadı odaya aldılar dedi. Ama dedemin yaşlı bünyesi bu ameliyatı kaldırmadı. Tahmin etmiştim.

Şimdi bir yanım buruk bir yanım sevinçli yola çıkacağım eşimle. Sebastian da ancak mezarı ile tanışacak dededim.
Düğün alışverişine gidiyoruz. Kına gecem olacaktı. Dedemi kınamda oynatacaktım. Hepsi olmadı.

11 Eylül 2018

Selma'lı Günler Vol.2

Tarihler 17. Şubat 2018'ı gösterdiğinde sabah kalkıp şirin otelimizde kahvaltımızı ettikten sonra tren istasyonuna gidip iki kişilik günlük bilet aldık Selma ile. Bu bilet ile hem Ludwigsburg şehrini hem de Stuttgart şehrini gezebilecektik ve akşam Freiberg'te olan otelimize geri dönebilecektik. Almanya da şehirler arası ve uzun yol trenleri ile çok makul fiyatlara seyahat edebilirsiniz. Biz de tam hatırlamıyorum ama bu aldığımız bilete galiba 14€ vermiştik.
Beş dakikalık bir yolculuktan sonra Ludwigsburg şehrine vardık. Trenden indiğimizde ve istasyondan çıktığımızda bizi çok güzel binalar karşıladı.


Ludwigsburg şehri Baden-Württemberg eyaletinde ve Stuttgart şehir merzekizinin 12 kilometre kuzeyinde kalıyor. 2014 senesinin rakamlarına göre Ludwigsburg şehrinde 92.878 insan yaşıyor. Biraz ek bilgi de verdiğime göre gelelim gezimize.

Ludwigsburg'ta görülmesi gerekenler arasında Rezidenzschloss yani Rezidans Şatosu belirtiliyordu. Bizde oraya gidecektik. Tren istasyonunun önünde bulunan otobüs duraklarından 430 nolu otobüs aktarmasız şatoya gidiyor. Zaten yolculuk 4 dakika sürüyor. Tam güzergahı bilmediğimiz icin otobüsü tercih ettik. Yürümesine yürürdük ama şehir büyük ve otobüsle dört dakika az görünsede yürüyüş mesafesi baya fazla. Zaten otobüstede ineceğimiz durakta düğmeye basmadığımız için bir durak fazladan gittik. Orada inip şatoya geri yürüdük ama halimizden memnunduk. Şato o kadar büyüktü ki diğer durak arka bahçenin kapısında olduğundan ana girişe geri yürüdük.



Ludwigsburg'daki Residenzschloss, Barok tarzında Duke Eberhard Ludwig von Württemberg yönetiminde 1704 ve 1733 yılları arasında inşa edilmiştir. Almanya'daki en büyük barok saray komplekslerinden biridir. 1709'da, Ludwigsburg şehri için planlar, Dük'ün mutlakist iddiasını vurgulamak için tipik bir Barok planlı şehir olarak başladı. 1718'den itibaren şehir kalenin batısında inşa edilmiştir. Bir süre Ludwigsburg, Stuttgart yerine Württemberg Dükalığı'nın başkenti ve başkentiydi. Kale, üç taraftan büyük bir parkla çevrilidir.(Kaynak: Wikipedia)

Rezidenschloss'u her gün 10:00-17:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Bizim gibi ana kapıdan içeriye girdikten sonra ön tarafında bulunan bahçesine giriş yapmis olacaksınız.





Rezidenzschloss'ta her gün yarım saat aralıklarla başlayan rehberli turlar var. Her zaman yaptıkları iki farklı tur var. Birisi Kraliçe Mathilde'nin kaldığı bölümde, diğeri ise Kral Friedrich'e ait olan bölümde. Mathilde ve Friedrich bu şatoda kendilerine ait bölümlerde yaşayıp yemeğe ve dans etmeye, misafirlerini ağırlamaya bir araya gelirlermiş.
Tur başı 7€ alıyorlar. Biz Selma ile Kraliçe Mathilde'nin kaldığı bölümü seçtik ve Selma'nın da anlaması için ingilizceyi tercih ettik. Rehberimiz İtalyan genç bir bayandı. Çok şirindi. Bizi gezdirirken zamanında oynanan taht  oyunlarını ve paranın gücünü vurguladı.

Şatonun içerisinde tur esnasında fotoğraf çekmek yasaktı. Yukarı da eklediğim fotoğrafları cep telefonum ile çektim. Şimdi ekleyeceğim fotoğrafları ise Rezidenschloss'un resmi web sitesinden aldım. Burayı daha fazla görmenizi diliyorum çünkü.


Rezidenzschloss'un kendine ait tiyatro salonu. 1758 yılında ilk defa sahne demişler.


Burası kral ve kraliçenin bölümlerini birleştiren salon. Bahsettiğim gibi misafirler burada ağırlanır, akşam yemekleri burada yenilirmiş. Burayı tasarlayan mimar tavana mavi bir tonda gökyüzünü çizmiş. Ayrıca kuş resimleri vardı. Rehberimiz ellerine iki kere vurdu ve ses yankılanarak göğe çıktı. Sanki salonda kuşlar uçuyordu. Çok etkileyiciydi.


Selma'nın Subat'ta gelmesi en soğuk havalara denk geldi. Şatodan çıktığımızda kar yağıyordu. Kar bile keyfimizi bozmadı.



Şatodan sonra tren istasyonuna geri dönüp diğer bir trene atlayıp Stuttgart şehrine geçtik. Stuttgart'ta kuzenimle buluşacaktık ve o gelene kadar biraz dolaştık. Rote Kapelle adı altında bir kilise gördük. Çok güzeldi. Fakat kapıları kapalı olduğundan içeriye giremedik. Biz de etrafında dolanıp fotoğraf çektik.




Ardından kuzenim Derya ile buluşup çarşıda yemek yedik. Sonra da Derya'nın kız kardesleri ile bulustuk bir AVM'de. Hepsini çoktandır görmemiştim ve benim içinde çok güzel oldu.

AVM'de Selma'yı bir markete soktuk. Almanya'ya gelince eş dost için ne alınır? Tabi ki çikolata. Paskalya'ya bir kaç hafta vardı ve paskalya döneminde çıkan farklı çikolatalar vardı.


Çikolata alışverişimizden sonra Derya bizi Stuttgart'ın tren istasyonuna bıraktı ve Selma ile otelimize geri döndük. Ertesi gün çok erken kalkıp Baden-Württemberg'in en güzel şehirlerinden olan Heidelberg'e gezmeye gidecektik. Devam Edecek ...

Selma'li Günler Vol.1
Selma'nin blog adresi: www.supercellma.com


9 Eylül 2018

Selma'lı Günler Vol.1


Yeni bri yazı dizisi başlıyor. Selma'lı Günler. Selma bloğumu açtığım günlerde ilk takip etmeye başladığım insanlardan biriydi. Sonra tanıştık kendisi ile ve o bir zamanlar kimliğini saklayarak yazdığı halde, onun kim olduğunu ilk bilenlerden oldum galiba. Yılbaşında Selma'nın kartpostalları meşhurdur. Kartlaşmaya başladık ondan sonra. Sekiz yılı geçti blog arkadaşlığımız. Hiç bir zaman yüz yüze gelmedik. Bu senenin Şubat ayına kadar.
Selma Alman bir şirket için çalışmaya başlayınca şubat ayında onu Almanya'ya eğitime gönderdiler. 3 hafta eğitim için Almanya'nın Ludwigsburg şehrine yakın ufak bir kasabaya geldi. Bana mesaj attı sağolsun. 3 haftalığına geliyorum ama aslında sadece bir hafta sonum var dedi. Geldiğim yer sana yakın mı bilmiyorum ama tanışmak isterim - dedi.
O öyle deyince ben hemen kaldığı otelin adını istedim ve otele bir hafta sonu için giriş yaptım. Cuma günü işten sonra da hızlı trene çok ucuza (19,90€) bilet aldım ve trene atladım Selma'nın yanına gittim.

Aktarmayi Stuttgart'te yaptim


Bir aktarma ile Selma'nın kaldığı kasabaya gittim. Kendisi beni istasyondan aldı ve otele girişimi yaptıktan sonra otelin yakınında bulunan bir Gasthaus'de (Bira içilen, dart oynanan, sigara içilmesi serbest olan küçük pub gibi yer) oturduk ve sohbetimize başladık.



Birbirimizi yıllardır tanımanın rahatlığı vardı ikimizin de üzerinde. Sanki hiç daha önce görüşmemiş gibi değildik.
Geç vakitte varmıştım kasabaya. Geç vakite kadar oturduk Gasthaus'da. Selma'ya beyaz şarap - soda karışımı (Weinschorle) içecek içirdim, çok hoşuna gitti. Daha sonrasında tadı damağında kalmış ki, tekrar içtik birlikte, ama o ilerleyen yazılarda.


 Selma ilk bulustugumuz ani kaydetti. Bize de güzel bir hatira kaldi


Sonra Gasthaus'den çıkıp otelimize geri döndük ve odalarımıza geçip uyuduk.

Ertesi gün Ludwigsburg ve Stuttgart şehrini gezecektik. Stuttgart'ta yaşayan kuzenim Derya ile buluşacaktık. Bu yüzden fit olmamız gerekiyordu. Devam edecek ...

Selma'nin blog adresi: www.supercellma.com

7 Eylül 2018

Yeni bir kapi Vol.2

İş yerinden ayrılacağımı duyan iş arkadaşlarımın çoğu üzgün. En çokta aynı ofisi paylaştığım Henning ve iranlı abim Sasha.
Geri kalan iş arkadaşlara bu hafta içinde teker teker sene sonuna kadar çalışacağımı sonra da işten çıkacağımı söyledim. Bir çok kişi şok yaşadı. İnanamadılar.
Düğün için onlara önceden haber vermiştim. Durum böyle olunca hepsi düğüne olan davetiyemi geri alacağımı zannettiler ama ben bir kaç iş arkadaşı hariç (ki bunların gitmemde payı olduğunu düşünüyorum) yinede düğünüme davet ettim sevdiğim iş arkadaşlarımı.

İşten ayrılacağımı öğrendikten sonra bir haftayı atlattım şimdi. Sabahları işe motivasyonla geldiğim söylenemez ama işimi yapmaya devam ediyorum işte.

Neyse bugün güzel bir gün. Çok yakın arkadaşlarımızın kızları evleniyor bugün. Akşama düğün var. Hemde bizim de düğünümüzün olacağı salonda. Gidelim eğlenelim. Trakya ve Denizli düğünü. Akşama roman havası eşliğinde kurtlar dökülecek efendim. Kalın sevgiyle.

3 Eylül 2018

Yeni bir kapi

Gectigimiz hafta persembe günü is yerinde iki senelik kontratimin uzatilmayacagini ve sene sonuna issiz olacagimi ögrendim. Cok üzüldüm gercekten.
Iki senenin icinde aslinda islerin iyi gittigini, yaptigim isin is yerini memnun ettigi duygusuna kapilmistim. Bunun aksini ispat edecek olaylar da gelismemisti ama ne yazik ki öyle olmadi.
Cok üzgünüm bir kac gündür. Is yerinde ayni ofisi paylastigim arkadaslarimdan ayrilacagim icin daha cok üzgünüm.
Dügün öncesi böyle bir haber almak da ayrica üzdü beni. Ama her seyin bir sebebi vardir. Yüce mevlam  bir kapiyi kapatir digerini acar.
3 hafta sonra Sebastian'la baba ocagi Erzincan'a yola cikacagiz. Erzincan'da kinam olacak. Onun sonra da Izmir de dügün alisverisimizi yapacagiz.
Izin dönüsü artik yeni is yerlerine bas vurup CV gönderecegim. Her zaman kendimize mutlu olmak icin ufak sebepler bulmaliyiz.
Kal saglicakla blogdas.