2 Haziran 2015

Umut, Hayat Akan Bir Sudur


Osmanlı'nın gözdesi Bosna bir imza ile elden çıkarken,
Kulin ailesi Bosna'dan İstanbul'a göç ediyor, çöken imparatorluğun son maliye nazırı Ahmet Reşat sürgüne gidiyordu.
Sabahat ile Aram'ın aşkı ise tehcir olaylarının acısına yenik düşmeyecekti.
Yeni bir cumhuriyet, yeni bir şehir ve yeni bir yuva kurulurken hayat hep akan bir suydu Sitare, Muhittin ve herkes için...
Savaşlar, yıkımlar, sürgünlerin ardından Umut geliyor. Umut "Hayat Akan Bir Sudur"'da Kulin, Veda ile başladığı Osmanlı ailelerinin yaşamına, bu kez de Cumhuriyetin yeni kurulmakta olduğu sancılı yıllarda tanıklık ediyor. Akıp gitmekte olan günlük hayat derinden değişmekte, bu değişim aşklara, dostluklara, aile ilişkilerine, her şeye yansımaktadır.
Ayşe Kulin, bir kez daha okurlarına ellerinden bırakamayacakları, okuyup bitirdikten sonra anılarına katacakları bir armağan sunuyor.


Ayşe Kulin kitaplarını çok seviyorum. Bu kitabı da çoktandır elimde bulunuyordu fakat bir türlü okuma fırsatım olmamıştı. Madem ki ben bir Ayşe Kulin hayranıyım ve her kitabını satın almaya çalışıyorum bunu da bir an evvel okumalıyım dedim. Veda kitabını bu kitaptan önce okumam gerekiyormuş, fakat Veda bende cep boy olduu için gözlerimi yorduğu için bu detayı bilmeden Umut'u okudum. Sorun olmaz herhalde. Ayşe Kulin bu kitapta ailesini, büyük dedesini anneannesini, babasının ve annesinin tanışmasını ve kendi doğumunu anlatıyor.
Yani bir nevi hem tarihi hemde otobiyografik roman. Çok sevdim.

Notlar:

"El kadar çocuklarsınız, sabisiniz henüz. Vatan icin bir şeyler yapmak istiyorsanız büyümeyi bekleyin ve asıl o zaman yapın yapacağınızı. Sizin nesil de bizler gibi yan yatip hazır yemeğe ve kendi cebini doldurmaya kalkışırsa, Osmanlı iflah etmez artık."  Sayfa 16

"Bak kızım, böyle saçma sapan konuşma, yoksa külâhları değişiriz. Mantıksızlık ve inat erkeklere mahsustur. Biz kadınlar akıllı olmak zorundayız ki, o sivri akıllı erkekleri idare edelim."  Sayfa 105

Çünkü savaş bitmişti. Önderleri "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh," demişti. Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin artık askere değil, doktorlara, mühendislere, mimarlara, teknisyenlere ve öğretmenlere ihtiyaci vardı. Sayfa 106

Herr Schwartz yanına yaklaştı, "Sizi yorduk Herr Mühendis," dedi, "ama şunu size söylemek isterim, Batı'nin fesadı dışında kalan harikulade bir ülke keşfetmenin heyecanını yaşıyorum."  Sayfa 182

Gece hayatını taçlandıran, hemen evlerinin altındaki Süreyya Pavyonu, Ankara Palas ve Gar Gazinosu vardı. Atatürk, Türklere hayatın ve sanatın tadını çıkarmayı öğretmeye çalışıyordu. Sayfa 364

Ayse Kulin
Umut
Everest Yayinlari
381 Sayfa



 

2 yorum:

  1. Tarih içeren kitapları nedense hiç sevemedim. Ama otobiyografiyi severim, hele birde akıcı bir üslupla anlatıyorsa :) Kitap tercihlerimde genelde cep boy olur. Cep boy kitapları daha çok severim, güzel ve zarif görünür bana hep :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mustafacim tarih iceren kitaplari egerki gerceklere dayaniyorsa cok severim, ayrica roman tadinda ise. Ayse Kulin'i daha önce okuduysan eger akici bir dil ile yazdigini biliyorsundur. Tavsiye ederim.

      Sil