18 Nisan 2014

Yazıyorum - Mim

Blog yazılarını nasıl yazıyorsun diye sormuş Deeptone.
Bende şimdi diyorum ki: Kalem ve kağıt ile. Beynim ile ve tuşlar ile.

Kalem ve Kağıt ile:
Bazı zamanlar içimden bir şeyler yazmak geldiğinde hemen elime severek kullandığım bir kalem ve laser yazıcının gözünden DinA 4 kâğıdı alırım ve kurulurum yemek masasına. Sonradan cümleler düşer o kâğıda. Yazarım. El yazım gittikçe okunmaz hale gelir ki benim dantel gibi el yazım vardır.
Sonra okurum yazdığımı tekrar, burası olmamış derim ve karalarim bazı yerlerini. Bu kâğıtta bulunan yazılarım ya bloga aktarılmak için bilgisayara geçer, yada kendimiz için yazıyoruz ya, yazılarımı sakladığım bir kutuda yerini alır.

Beynim ile:
Kimi zaman genellikle tam yanımda kalem ve kağıt bulunmadiginda İlhami gelir sağ olsun. Beynimin içini yer. Dir dir dir konuşur. Bin kere tekrarlar dediklerini, iyi ezberle Ahu, ben öyle her zaman gelmiyorum biliyorsun der birde giderken.
Bir an evvel bir kağıt ve kaleme ulaşmaya çalışırım ondan sonra. Çünkü İlhaminin dediklerini bir bir not etmek isterim bir yere. Kendileri benim ilham kaynağım. İnsanlar. Adını bu yüzden İlhami koydum ya. Bir aralar hiç ugramiyordu. Köprüden atladığını tahmin ediyordum ama bu aralar yine uğrar oldu sağ olsun. Kağıt bulamayınca İlhaminin dediklerini unutuyorum.
Acaba telefona bir uygulama mi yüklesem? İlhami konuşurken beynimde, bende onun dediklerini kayıt etsem.

Tuşlar ile:
En basit yazma şekli su anda yaptığım şey. Laptopumun tuşlarına basarak. Blog yazısı yazmak istediğimde direk bilgisayarın başına geçiyorum ve tuşlara basmaya başlıyorum. Tek sorunum Türkçe klavyem olmaması. Bu yüzden seslisözlük.net'e yazıyorum, sonra da oradan "Yazımı Türkcelestir" tuşuna basıyorum ve yazım Türkcelestikten sonra yazımı kopyalayıp bloğa yapıştırıyorum. Bu durum beni çok sıkıyor. Ana dilimi seviyorum bu yüzden Türkçe harfler kullanmayı da.


Şimdi bu üç kategoriye soktugum yazma şekli arasında en çok kalem ve kâğıdı ve İlhaminin uğradığı zamanları seviyorum. Tuşlar benim arkadaşım değil. Bilgisayar Mühendisliği okuyorum, sabahtan akşama kadar zaten bu tuşların başında binlerce satır kod yazıyorum bu yüzden bu tuşları ve laptopu görmek istemediğim günler var.
Bu soruyu bana sorarak bu yazıyı yazmama sebep olan Deeptona teşekkür ederim.

13 yorum:

  1. merhaba. Türkçe'yi sevmen ve yaşatmaya çalışman ne kadar güzel. burda bazı gençler Türkçeyi pek sevmiyor. ve bozuyor. seni takdir ettim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canim benim iyi ki geldin, iyi ki burdasin. O kadar cok aradim ki blogunu anlatamam. Türkce'yi tabi ki seviyorum. Ne güzel dilimiz var.

      Sil
    2. teşekkür ederim Ahu. tanıştığımıza sevindim :)

      Sil
    3. Bende tanistigimiza sevindim. Ben seni baska bir blogtan takip ediyordum ama simdi burada söyleyemem. Öptüm.

      Sil
  2. sen türkçeyi unutmamak için kullanıyorsun zaten değil mi?
    ben italyancayı unuttum sanki yaa..
    uff

    Bi de çok güzel mim olmuş buuuu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zaman singiore parlare italiano. Böyle mi yaziliyordu yahu? Come stai? :) Bende cok Italyanca'yi cok güzel konusuyordum bir ara. Türkce'yi unutacak durumum yok benim canim ya, bakma sen bana. Deep seni bu mimde mimlemedi mi?

      Sil
    2. hihihi ay sen ne ggüzel italyanca konuşuyorsun öyle :)
      io parlo italiano desen kafi :=))
      bi de sto bene e te?

      deep yaptı mimledi de ben biraz daha bekliyorum.
      Aklıma estikçe yazıyorum bende.. işte hep şey oluyo yarıda bırakkıyorum ben bu mimi.
      ne yazacağımı karıştırtıyorum sonra :P
      olmuyo :D

      Sil
    3. Io sto bene mon amico :)

      Sil
  3. o sole mio :)

    pekm keyifli ve detaylı yazmışsın.
    ilhami abi gelince onu kaçırma yakala, sizin evde yaşasın yaa :)

    YanıtlaSil
  4. Sen yeter ki yaz da nasıl yazarsan yaz :)

    YanıtlaSil